Cilt 1 Sayı 2 (Ekim 2024)
Sayı Bilgileri Issue Information

ss. i - vi   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112

Özet

Anaktar kelimeler:

Orjinal Araştırma Makaleleri Gri Bölgede Stratejik Anlatılar: Büyük Güç Rekabeti Bağlamında Çin ve Batı Yaklaşımlarının Karşılaştırmalı Analizi

Diren DOĞAN & Muharrem GÜRKAYNAK

ss. 1 - 30   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.1

Özet

“Gri bölge” kavramı uluslararası ilişkilerde, özellikle deniz ihtilafları bağlamında önem kazanmaktadır. Gri bölge stratejileri, konvansiyonel savaşın altında kalan ve bölgesel güvenlik ile uluslararası hukuka ciddi zorluklar getiren bir dizi taktiği içerir. Bu taktikler arasında deniz milisleri, yapay adaların inşası, ihtilaflı bölgelerdeki geniş çaplı askeri tatbikatlar ve ekonomik zorlamalar yer almaktadır. Bu çalışma, ABD ve Çin arasında süregelen büyük güç rekabeti bağlamında, Çin ve Batı literatürlerinde ifade edilen gri bölge stratejilerini karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmektedir. Çalışmanın ana hipotezi gri bölge kavramını kullanan her aktörün küresel sistemdeki çıkarları paralelinde ve stratejilerini meşrulaştırmak üzere kavramı kullandığı ve kullanılmasına teşvik ettiği yönündedir. Mevcut literatür, gri bölge kavramı noktasında kritik bir ayrışmayı gözler önüne sermektedir; Batı merkezli kaynaklar, gri bölge kavramını Çin’in Güney Çin Denizi ve Tayvan’daki iddialı ve revizyonist eylemlerini tanımlamak için kullanırken; Çin kaynakları, özellikle 2019 sonrası, bu taktiklere yerel bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Bu fark, gri bölge stratejilerinin doğası ve etkisi üzerine iki farklı yaklaşımı yansıtmaktadır. Batılı bakış açısı, Çin’in saldırgan taktiklerini ve bölgesel istikrar üzerindeki etkilerini vurgularken, Çin literatürü gri bölge stratejilerini ABD’nin Çin’i çevreleme girişimleri olarak tanımlamaktadır. Çalışma, her iki perspektifi aydınlatmak ve büyük güç rekabetinde gri bölgenin nasıl stratejik bir araç olarak işlev gördüğünü ortaya koymak amacıyla, her iki gelenekten temel kaynakları incelemekte ve analiz etmektedir.

Anaktar kelimeler: Gri Bölge Stratejileri, Stratejiler Anlatı, Büyük Güç Rekabeti, Çin Halk Cumhuriyeti, ABD

Orjinal Araştırma Makaleleri Sosyal Medyada İfade Özgürlüğü ve Dijital Egemenlik: Türkiye’nin Instagram Engeli ve Basındaki Küresel Yansımaları

Nazmi Ekin VURAL

ss. 31 - 42   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.2

Özet

Sosyal medya platformları, günümüzün dijital dünyasında bireylerin düşüncelerini ifade etmeleri, bilgiye erişmeleri ve toplumsal olaylara katılmaları açısından vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir. Ancak bu platformlar, aynı zamanda devletlerin dijital egemenlik talepleri ve düzenleyici müdahaleleriyle de karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’nin 2024 yılının Ağustos ayında aldığı Instagram’ı engelleme kararı, bu şartlarda hem ifade özgürlüğü hem de dijital egemenlik açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bu karar, Hamas lideri İsmail Haniye’nin ölümüne ilişkin başsağlığı mesajlarının Instagram tarafından kaldırılması sonrasında Türk hükümetinin sert tepkisi üzerine alınmıştır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan bu karar, ulusal güvenlik ve dijital egemenlik gerekçeleriyle savunulurken, uluslararası insan hakları örgütleri ve medya kuruluşları tarafından ifade özgürlüğünün ciddi bir ihlali olarak eleştirilmiştir. Bu olay, dijital platformlar üzerindeki devlet denetiminin sınırlarını ve bu tür müdahalelerin küresel ölçekte yarattığı yankıları yeniden gündeme getirmiştir. Bu makalede, Türkiye’nin Instagram’ı engelleme kararının dijital egemenlik ve ifade özgürlüğü açısından uluslararası diplomatik, ekonomik ve sosyal etkiler doğurduğu öne sürülmektedir. Bu açıdan makale, Türkiye’nin Instagram engeli kararını, dijital egemenlik ve ifade özgürlüğü bağlamında inceleyerek, bu kararın uluslararası düzeydeki diplomatik, ekonomik ve sosyal etkilerini yerli ve yabancı basında yer alan haberler üzerinden ele almayı amaçlamaktadır.

 

Anaktar kelimeler: Sosyal Medya, Dijital Egemenlik, İfade Özgürlüğü, Instagram Yasağı, Devlet Müdahaleleri

Orjinal Araştırma Makaleleri Geopolitical Situation and Insecurity in West Africa, the Case of Mali

Mouhamadou Bachir NDIAYE

ss. 43 - 58   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.3

Özet

The West African region is characterized by a pervasive atmosphere of insecurity, with a prevalence of armed conflicts, terrorism, illicit trade and international tensions. The region is of significant geopolitical importance, with numerous countries possessing interests in its abundant natural resources. This has led to a proliferation of diplomatic relations between West African countries and external powers, including France, the United States and Russia. However, as has been previously observed, the region is often constrained by a lack of security and the proliferation of terrorist groups. As in the case of Mali, rebel and terrorist groups have become particularly strong and have caused the whole Sahel region to experience insurgencies. The hypothesis of this study is that global powers (the European Union, Russia, the United States of America), in particular France, have worsened the security situation in West Africa, and that the inequality in the policies pursued by these powers has created some grievances in Northern Mali, leading to the proliferation of rebel and terrorist groups.

Anaktar kelimeler: Terrorism-West Africa, Insecurity, Geopolitics, International Interventions

Orjinal Araştırma Makaleleri Konstrüktivizm ve Kimlik Temelinde Türk Devletleri Teşkilatının Gelişimi

Elif Nur UĞURLU

ss. 59 - 72   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.4

Özet

20.yüzyılın sonunda Sovyetler Birliği’nin dağılması ve iki kutuplu sistemin geçerliliğini yitirmesiyle radikal sistemsel değişiklikler meydana gelmiştir. Bu dönemde baskın uluslararası ilişkiler düşüncesi ve teorileri değişen uluslararası sistemi açıklamaya yeterli olmamıştır. Yeni dünya düzeni, güç projeksiyonlarının, çatışma, rekabet, güvenlik ve iş birliği algılarının dönüştüğü bir dönemde, kimlik kavramını da içine alan normatif olguların önemsendiği bir çalışma alanı ortaya çıkmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı da bu bağlamda, zaman içinde pek çok alanda kimlik temelinde iş birliğini derinleştiren ve üye ülkeler için yüksek potansiyele sahip olan bir alternatif olarak öne çıkmıştır. Bu makale, değişen sistemin yeni otonom aktörleri olarak Türk Devletleri’nin bağımsızlıklarını kazanmasıyla başlayan entegrasyon sürecini, uluslararası ilişkiler yaklaşımı olarak konstrüktivizmin kimlik bağlamındaki tezleri üzerinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın varsayımı, kimlik kavramını uluslararası ilişkiler literatürüne kazandıran konstrüktivizm yaklaşımının tezlerinin Türk Devletleri Teşkilatı’nın gelişme aşamalarını destekler nitelikte olmasıdır.

Anaktar kelimeler: Konstrüktivizm, Kimlik, Türk Devletleri Teşkilatı, İşbirliği, Entegrasyon

Orjinal Araştırma Makaleleri Levant Bölgesinin Coğrafyası ve Jeopolitiği

Sefa AK

ss. 73 - 100   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.5

Özet

Dünya karası üzerinde çizilen ülke sınırları, temelde coğrafi kaynaklara bağlı olarak sürekli değişiklik gösterir. Bölgelerin fiziki görünümü ve beşeri unsurları ülkelerdeki dinamik bir statüde olan jeopolitik etkileri belirlemektedir. Eski Dünya coğrafyasının merkezi konumunda yer alan Levant Bölgesi, farklı milletlerin, dinlerin ve dillerin geçiş noktasında yer alır. Orta Doğu’nun batısında yer alan bölge, farklı devletler tarafından farklı ölçekte sınırları belirlenmiştir. Bulunduğu coğrafi konumu gereği dinamik bir ortam olan Levant; farklı jeomorfolojik, iklim, jeoloji, doğal kaynaklar, toprak, yerleşme türleri, nüfus, etnik köken ve geçit ünitelerin bir arada yer aldığı yörede konumlanır. Farklı morfolojik bölgelerin ulaşım koridoru üzerinde yer alan bölge, jeopolitik açıdan Dünya’nın en önemli coğrafyalarındandır. Farklı jeopolitik teoriler açısından Levant Bölgesi, özgün niteliklere sahiptir. Bölge jeopolitiğinde siyasi, güvenlik, enerji ve savunma görünümleri etkilidir. Bu araştırmanın hipotezi Levant Bölgesindeki coğrafi kaynakların jeopolitik ortam üzerinde etkili olduğudur. Araştırmada Levant bölgesinin coğrafi kaynakları nelerdir, bölgenin sınırları hangi kriterlere göre çizilmelidir, jeopolitik teorilere göre bölgenin hinterlandı nasıldır ve bölgenin jeopolitik unsurları çeşitli midir? sorularına cevap aranmıştır.

Anaktar kelimeler: Levant, Levant Bölgesi, Coğrafya, Jeopolitik

Orjinal Araştırma Makaleleri İklim Değişikliğinin Uluslararası Göçlere Etkisi: Gelecek Senaryoları

Ahmet ELHAMİD & Mesut ŞÖHRET

ss. 101 - 128   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.6

Özet

İklim değişikliği hayatımızın her alanında ciddi etkileri olan çok önemli bir sorun haline gelmiştir. Öyle ki dünya genelinde sıcaklıkların artması, deniz seviyelerinin yükselmesi, hava ve yağış düzenlerinin değişmesi gibi birçok önemli değişikliği beraberinde getirerek büyük sorunlara neden olmaktadır. Bu süreçte meydana gelen değişikliklerin başında kitlesel göç dalgaları gelmektedir. Her ne kadar iklim değişikliğinin neden olduğu göçlerin birçoğu ülkelerin kendi içlerinde meydana geliyor olsa da zaman zaman ülke dışına çıkmakta ve bazı ülkeleri çaresiz bırakmaktadır. İklim değişikliği ve etkileri nedeniyle yaşanan bu göç dalgaları sonucunda iklim mültecisi olarak ifade edilen yeni bir kavram ortaya çıkmıştır. Gelinen noktada iklim değişikliğinden dolayı doğa ve insan kaynaklı çevresel değişimler nedeniyle uluslararası göçlerin yapısı değişmeye başlamıştır. Esasında çevresel değişimler sonucu ortaya çıkan insan hareketliliği yeni bir olgu değildir. İnsanlar yüzyıllardır çevrelerindeki değişimlere bağlı olarak tarih boyunca göç etmişlerdir. Ne var ki, uluslararası toplum 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra iklim değişikliğinin ve çevrenin insan hareketliliği üzerindeki etkisine dair geniş bir zemin oluşmaya başlamıştır. İklim değişikliği ve sanayileşmenin neden olduğu çevresel riskler, dünyanın doğa-insan ilişkisini bozarak insanları dünyanın bozulmamış bölgelerine göç etmeye zorlamaktadır. Bu çalışmanın hipotezi küresel iklim değişikliğinin uluslararası göçlere etkisinin olduğudur. Bu kapsamda araştırma genel olarak küresel iklim değişikliği ile uluslararası göçler arasındaki ilişkiyi analiz ederek iklim değişikliğinin mevcut durumda neden olduğu sorunlar ile gelecekte neden olacağı sorunlara odaklanmaktadır. Bu kapsamda iklim değişikliği ile ilgili beklentilerin ve gelecek senaryolarının tartışılması amaçlanmaktadır.

Anaktar kelimeler: İklim Değişikliği, İklim Göçmeni, İklim Değişikliği Göç İlişkisi, İklim Değişikliği Gelecek Senaryoları ve Göçlerin Geleceği

Kitap İncelemesi Coğrafya Mahkumları

Sefa AK

ss. 129 - 138   |  DOI: https://doi.org/10.29329/kurepol.2024.1112.7

Özet

Yazar ve Eser Hakkında
Tim Marshall yirmi beş yıllık gazetecilik ve yazarlık tecrübesine sahip olan uluslararası ilişkiler uzmanıdır. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında ilk elden veri akışını sunan ve derleyen Marshall, jeopolitik kavramı üzerine oldukça çeşitli düşünceleri bulunmaktadır. Kariyerine ilk olarak BBC ve LBC/IRN radyosunda çalıştığı ve sonrasında ise Sky News’ta diplomatik editörlük yaptığı bilinmektedir. Yaklaşık olarak otuz kadar ülkede haberler ve makaleleri kaleme almıştır. Yazar; The Times, Sunday Times, Guardian, Independent ve Daily Telegraph gazetelerinde çalışarak; Afganistan, Hırvatistan, Bosna Hersek, Makedonya, Kosova, Irak, Lübnan, Suriye ve İsrail’deki sıcak çatışmaları özel olarak kullanıcılara bildirmiştir. Ayrıca, Shadowplay: The Overthrow of Slobodan Milosevic, “Dirty Northern B*st*rds!” and Other Tales from the Terraces (The Story of Britain’s Football Chants) ve Worth Dying For: The Power and Politics of Flags isimli kitapları kaleme almıştır.

Anaktar kelimeler: Tim Marshall